Sayfalar

25 Mart 2010 Perşembe

CEMAL'İN İNTİKAMI

Ne kadar zorlanmıştı sırtındaki koca çuvalı taşırken, sırtından aşağıya terler süzülüyordu.Bitkindi zor yürüyordu o kadar şey olmuştu ki o gün hangi birini düşüneceğini şaşırmıştı. Normal bir gün değildi ve hala hayattaydı bu düşüncenin hissettirdiği güzel hislerle gülümsedi kendi kendine. Uzun boylu,hafif kır saçlı, geniş omuzlu, yeşil gözlü bir adamdı Cemal. Hayatında hiçbirşey yolunda değildi ve bundan şikayetçiydi biraz da. En başında ailesi tarafından terkedilip yurtta büyümüştü, orda da hayatının pek mükemmel olduğu söylenemezdi açıkcası, her gece kabuslar görerek uyanırdı.Yaptığını söyledikleri fakat kendisine göre asla yapmadığı şeylerle itham edilirdi, biraz da yaramazdı çocukken.Ama yine de sevilirdi etrafındaki insanlarca amcalar, teyzeler ona hep çikolata ve şeker alırlardı hayatı yurttaki günlerine göre biraz daha güzeldi belki de ta ki; o talihsiz gün yaşanana dek..
O gün ne olduğunu hiç kimseye açıklamadı fakat içine kapandı uzunca bir süre kimse ile konuşmadı tek kelime bile etmeden 5 ay geçirdi akıl hastanesinde. Orda kendine bir arkadaş edindi fakat bu arkadaşı Cemal’e kötü şeyler yapması için baskı uyguluyordu ve sonunda da başarılı oluyordu.Bu arkadaş gerçek değildi, Cemal’in kendi yansımasıydı.İçindeki kötü tarafı açığa çıkarmasına yardımcı oluyor fakat içinden başka bir sesin kötülük yapmaması için kulağına fısıldadığında kendi vicdanını rahatlatması için bu hayali arkadaşı edinmişti kendine.Yaptığı herşeyi hayali arkadaşının zorla yaptırdığını tehdit ettiğini söyleyerek kendini temize çıkarmaya uğraşıyordu.
Akıl hastanesinden ayrılalı 7-8 ay olmuştu, bu zaman zarfında herhangi bir mesleği olmadığından dolayı inşaatlarda çalışarak hamallık yaparak geçimini sağlıyordu.Cemal şimdi 26 yaşındaydı, doktorlar düzeldiğini düşünerek hastaneden ayrılmasını uygun görmüşlerdi.
Aslında Cemal’de kendini gayet iyi hissediyordu.Herkes gibi normal bir yaşamı vardı artık.Hayali arkadaşı da uzun zamandır kendisini rahatsız etmemişti.Tabii Cemal’in onun hayali olmadığına inanması da ayrı bir konuydu.
Cemal sırtındaki son çuvalı da yere indirdikten sonra artık eve gidebilirdi.Yola koyuldu, otobüste en arka koltuğa geçip oturdu.Kafasını cama yaslamış uyuyordu ki otobüüsün aniden fren yapmasıyla uyandı, sonrasında tekrar uyuyamadı.Yolda yürüyen insanları seyrediyordu. Acaba onların hayatları nasıldı çok mu mutlulardı bilmiyordu bir cevap bulamıyordu bu bitip tükenmek bilmez sorularına bu sebeple artık düşünmemeye çalışıyordu.
Otobüs hızla giderken Cemal arkadaşını gördü kaldırımda yürürken, bu uzun zamandır kendisinin görmemiş olduğu hayali arkadaşıydı hızla geçti otobüs onun yanından. Az ileriki durakta durduğunda otobüse bindiğini gördü Cemal içini bir korku kapladı.Yine mi başlıyordu hayır olamaz, olmamalıydı..Hemen dur düğmesine basarak alel acele indi otobüsten adeta kaçarcasına koşmaya başladı sokaklarda arkasına bile bakmadan.Ama arkadaşı onun neler yapacağını bildiği için sakin ve yavaşca ilerliyordu.Cemal son köşeyi de dönüp evine gireceğini hayal ederken köşeyi döndüğünde karşısında arkadaşını gördü durakladı, ağzından tek kelime çıkmadan öylece bakıyordu kalbi hızlıca atarken..
Sonra arkadaşının sözleri sanki beynini kemirmeye başladı ve birkaç dakika içinde inanılmaz bir şekilde arkadaşına olan öfkesi yatışıp onu evine davet etti.Birlikte yemek yediler.O sırada kapı çalındı.Cemal arkadaşına hemen döneceğini söyleyerek kapıya bakmaya gitti.Gelen komşusuydu.İçeri davet edilen komşu Cemal’in bir arkadaşıyla tanışacağını düşünerek oturma odasına doğru ielrledi.Odaya girdiğinde odada Cemal ve kendisinden başka kimsenin olduğunu fark etti.Cemal gayet güleç bir surat ifadesiyle arkadaşını tanıştırıyordu sevgili komşusuna.Birdenbire irkilen ve ters birşeyler olduğunu sezen komşusu kalkmak için bir bahane bulup derhal oradan uzaklaştı.Merdivenlerden aşağıya inerken kendi kendine söyleniyordu.
Cemal arkadaşıyla koyu bir sohbete dalmış adeta kendi benliğini unutmuştu.Arkadaşının her dediğini Tanrı’nın bir sözüymüş gibi algılayıp sorgusuz sualsiz kabulleniyordu.gece saat 01:30’da Cemal çantasına koyduğu 3-4 adet bıçakla birlikte yola çıktı.Şimdiye dek hiç geçmemiş olduğu yollardan geçerek sanki yolu çok iyi bilirmişcesine hızlı hızlı yürüyordu.Yolları anımsar gibi oldu bir an.Evet evet bu yolları biliyordu yıllar önce bu yollardan geçmişti, neyse dedi kendi kendine arkadaşının söylediklerini uygulamaya koymak için var gücüyle koşmaya başladı. Kendinden o kadar habersizdi ki neredeyse bir buçuk saattir koşuyordu ama yorgunluk hissetmiyor ve koşmaya devam ediyordu hala.Arkadaşının sesi kulaklarında çınladı o an “devam et Cemal çok az yolumuz kaldı” bu sesle birlikte Cemal’in yüzünde belirsiz bir gülümseme oluştu.Daha hızlı koşmaya başladı.En sonunda bir apartmanın kapısının önüne geldiğinde soluk soluğa kalmış olduğunu fark etti.Birkaç saniye derin nefes aldı ve apartmanın merdivenlerinden yine koşarak çıkmaya başladı.
Teras kata geldiğinde durdu içeri girmeli miydi yoksa gitmeli miydi? Hangisi daha iyi olurdu acaba diye düşündü bir an.Ama içinden bir ses onun bu düşüncelerine engel olmaya çalışırmışcasına içeri girmesini ve yıllardır yapması gerekeni yapması gerektiğini söyledi.
Cemal kendi kendine evet bu iş bitmeli dercesine kafasını sallayarak kapıyı zorlamaya başladı elindeki aletlerle.
O an anne ve babasının mezarını ziyaret etse miydi acaba diye düşünmedi değil ama bu düşünce kafasını çok fazla meşgul etmeye kalmadan daire kapısı açıldı.Karşısında kır saçlı, hafif göbekli ve gözlüğünü takmaya çalışan bir adam vardı.”Buyrun” dedi adam biraz da korkuyla birlikte, saat gecenin üçüydü ve hiç tanımadığı bir adam soluk soluğa karşısında dikiliyordu.Cemal hiçbirşey söylemeden adamı iterek içeri girdi.Adam Cemal’i tutmaya çalıştıysa da Cemal daha hızlı davranarak elindeki çantadan çıkardığı bıçağı adamın göğsüne sapladı.Adam bir an nefessiz kaldı ve yere yığıldı fakat hırsını alamayan Cemal bıçağı adamın göğsünden çekip karnına sonra kasıklarına ve en son olarak da boğazına sapladı.Hol kan içinde kalmıştı Cemalse yüzünde korkunç bir gülümsemeyle yatak odasının yolunu tuttu.Odada yatan kadın kocasının gelmiş olduğunu düşünerek bir bardak su istedi. Cemal sessizce tamam diyerek mutfağa gitti bir bardak suyla birlikte geri döndü.Işığı yakıp kadına suyu uzatırken kadının nasıl bir tepki vereceğini hayal ediyordu.Yatağın diğer tarafına dönüp hafifçe doğrulan ve üstü başı kan içinde elinde bıçakla bir adamı karşısında gören kadın çığlık atmak istedi ama boğazı düğümlenmişti hiçbirşey yapamadı.Cemal kadını çarşafla bağlayıp içeriye götürdü holde yerde kanlar içinde yatan kocasını gören kadının gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.Bu sefer konuşacaktı ama ağzını bağlamıştı Cemal.Fakat o Cemal’in kim olduğunu bile bilmiyordu henüz.
Salona gittiklerinde kadının oğlunun mezuniyet resimleri ve düğün resimleri çarptı Cemal’in gözüne “işte bu ben olabilirdim” dedi sessizce.Kadın konuşmaya çalışıyordu Cemal ağzını çözdü kadının ve işte bu resimdeki ben olabilirdim ama siz beni yurda geri verdiniz dedi.Kadın, yıllar önce çocukları olmadığından dolayı yetimhaneden aldıkları fakat sonrasında kendi çocukları olduğunda geri verdikleri Cemal’i anımsadı. Gözleri korkuyla büyüdü.Cemal kadının birşey söylemesine fırsat vermeden ağzını tekrar bağladı ve her bir bıçağı vücudunun ayrı bir kısmına saplayıp çıkararak intikamını aldı kendince.Bıçağı her sapladığında kahkahalar atıyordu kadın artık ölmüştü fakat Cemal hala bıçak saplamaya devam etti kadının cansız vücuduna..
Herşey olup bittikten sonra arkadaşı geldi, nerde kaldığından ve herşeyi onsuz halletmek zorunda kaldığından dem vurdu.Ama arkadaşı tıpatıp Cemaldi sanki.Kendini aynaya bakar gibi hissetti bir an ama değildi, öyle birisi zaten yoktu.Hepsi Cemal’in kafasında kurduğu senaryolardı, intikamını almak için bu senaryoları kurmuştu ve nihayet intikamını da almıştı...
Herşey olup bittikten sonra Cemal ağlama krizine girdi, elleri titremeye, sesi donuklaşmaya başlamıştı.Yanlış yaptığını farketti, salonun ortasına baktığında acı gerçekle yüzleşti. Aslında bunu yapmayı hiç istememiş fakat kendine hakim olamamıştı.Artık suçlayacağı bir arkadaşı da yoktu.Bu sebeple kendini suçlu ilan etti ve elindeki kanlı bıçağı kendi boğazına saplayarak oracıkta can verdi..






Hiç yorum yok: