Sayfalar

26 Mart 2010 Cuma

BECKY'NİN HAYATI BÖLÜM 1

Karanlık sokakta hiçbir korku duymaksınız sakince ilerliyordu.Nedense herkesin korktuğu karanlık,ıssız sokaklar onu korkutmuyor aksine tatlı bir heyecan duymasına vesile oluyordu.İzlediği filmlerden etkilendiği şimdiye kadar hiç olmamıştı.Fazla mı cesurdu yada cesurmuş numarası mı yapıyordu kendisi de emin değildi. Belki de bir korunma iç güdüsüydü bu, evet evet iç güdüseldi bu alışkanlık.Aslında içten içe korkuyordu o da..Bunu ilk defa o an hissetmişti ve dehşet verici bir korkuya kapıldı o an, ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu sadece çok korkuyordu.Peki ya bu ıssız sokakta karşısına birisi çıksaydı korkudan ölebilirdi herhalde o an.
Becky, üniversitede sosyoloji son sınıf öğrencisiydi; uzun kumral saçları, koyu ve iri kahve rengi gözleri , ufacık burnu ve balık etli vücuduyla harika bir kızdı gerçekten.Kendisine her zaman, her alanda güvenirdi.Ama içini kaplayan bu ansız korku yüzünden kendine olan güveni de sarsılmıştı.Hiç tadını bilmediği hisleri tatmak pek hoşuna gitmemişti.Bu düşüncelerle birlikte nihayet evine vardı.Evi, bahçeli,ufak ve şirindi. Bahçesinde salıncak bile vardı.Fakat epey zamandır kullanılmadığından artık demirleri gıcırdamaya başlamıştı, kesinlikle demirlerin yağlanması gerekiyordu.
Becky kafasındaki binbir düşünceyle koltuğun üzerinde uyuyakaldı.Uyandığında güneş çoktan doğmuş, insanlar yollara düşmüştü bile.
Becky’nin canı bugün hiçbirşey yapmak istemiyordu bu sebeple okulu asmaya karar verdi.Evde kalıp bir elinde kahvesi üzerinde battaniyesi ile birlikte film izlemekti tüm gün için planı. Bu fikir onu gülümsetti, uzun zamandır kendine vakit ayıramamıştı.İlk önce kendine güzel bir kahvaltı hazırladı sonrasında duşunu aldı ve kahve suyunu ısıtmaya başladı.O arada da seyredeceği filmi seçmişti bile.Evet evet kesinlikle bir aşk filmi olmalıydı bu, biraz ağlayabilse hiç de fena olmazdı. Film gerçekten sürükleyici ve enteresandı, Becky gözyaşlarına hakim olamıyordu, kendisine şaştı çünkü kolay kolay ağlamazdı da.Son günlerde ne çok duygusu farklı yönde değişmişti, kendisi bile farkına varamamış, hızına yetişememişti olanların. Ama bu son değişiklik biraz da hoşuna gitmişti.Kimseye söylemezdi fakat film izlerken ağlayan insanlara hep imrenirdi, nedenini bilmeden sadece imrenirdi. Ama artık kendisi de yapabiliyordu.Filmin en heyecanlı sahnesinde, Becky tam da kendini ağlama moduna iyice kaptırmışken inanılmaz bir fırtına kopuyordu dışarıda arkasından gök gürleyip şiddetli bir yağmur başladı.Gök delinmişcsine yağıyordu yağmur. O sırada evin arka kapısından sesler geliyordu, Becky merakla ve hafif bir korkuyla arka kapıya doğru seyirdi, camdan baktığında görünürde birşey olmamasına karşın aynı ses ısrarla devam ediyordu.Sanki birisi kapıya vurmaya çalışıyordu. Kapıyı açmaya karar verdi, elleri biraz titriyordu ama eski cesaretinden çok da büyük kayıplar vermemişti. Kapıyı açtı ve kapının dibinde yağmurdan ıslanmış artık kediden çok fareye benzeyen minik bir kedi yavrusu buldu.Zavallı kediciği hemen kucaklayıp eve aldı.Kediyi bir güzel temizleyip kuruttu, sonrasında taze sütle bir ziyafet çekti kediye.Sonrasında filmini izlemeye koyuldu tekrar.Kedinin varlığını bir an için unutmuştu bu sebeple kedi bir nevi teşekkür etmek amacıyla Becky’nin kucağına zıpladığında çok korktu, sonrasında kendine gülmeye başladı.Kedi ise, şaşkın şaşkın onu seyrediyordu.
Becky ertesi sabah uyandığında kedinin kuyruğu nerdeyse ağzına girmişti.Hiç sinirlenmedi aksine gülümseyek kalktı yataktan bu pek olağan bir durum değildi.Genelde sinirli bir şekilde uyanır ilk karşılaştığı canlının canına okurdu.Ama bu sabah çok mutlu uyanmıştı.Bu da iyi bir gelişmeydi tabii ki Becky açısından.
Becky keyifli bir şekilde duşunu aldı, hazırlandı, kediye sütünü verdi ve şarkılar mırıldanarak çıktı evden. Akşam eve döndüğünde bahçeye girer girmez bir gariplik olduğunu sezdi.Evin kapısını açıp içeriye girdiğinde gördüğü manzara karşısında ağzı açık kaldı.

Hiç yorum yok: